Abartma Tozu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Abartma Tozu

Abartma Tozu
 
AnasayfaPortalliAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Allen Iverson (The Answer)

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Hede Hödö
Admin
Admin
Hede Hödö


Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 17/08/07

Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Allen Iverson (The Answer)   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimeSalı Ağus. 21, 2007 11:37 pm

YENİ JENERASYONUN ASİ İDOLÜ; ALLEN IVERSON

O, bir kurşun kadar hızlı, çelik kadar sert, treni durdurabilecek kadar güçlü. Ama O Süpermen değil. Onun adı Allen Iverson!!.. Ve yaşamı boyunca kriponitten uzak kalmaktan çok daha önemli sorunları oldu.

Birazdan son yıllarda NBA’i derinden sarsan Allen Iverson fenomeni hakkında bilmek isteyeceğiniz hemen hemen her şeye ulaşacaksınız ama öncelikle bir konuda itirafta bulunmak istiyorum. Aslına bakarsanız Grant Hill tarzı beyefendi oyunculara daha fazla sempati ile bakan biri olarak geçen yıla kadar Iverson hakkında pek olumlu görüşlere sahip değildim. Jordan ve diğer veteran NBA yıldızlarına saygı duymadığını, Jordan’ın fazla abartıldığını söylemesi, takım arkadaşlarını yumruklaması ve coach’u ile ilgili olarak densiz demeçler vermesi tüm yeteneklerine rağmen beni giderek Iverson’dan soğutmuştu. Tamam tamam aslında bunun temel nedeni o dönemdeki kız arkadaşımın fanatik bir Iverson hayranı olmasıydı. Yok Iverson şöyle müthiş oynuyormuş, yok saç stili böyleymiş yok dövmeleri çok karizmatik duruyormuş. Tabii ki ben de bu durumda her normal erkeğin vereceği tepkiyi vermiştim: “Kim Iverson mı?? Yok daha neler!! Kızım adam mı o be?? Stackhouse olmasa Sixers da takım mı??” gibi şeyler söyledim. İşte benim Iverson’a karşı Stackhouse sevgim de o gün başladı.


NBA DEĞERLERİNİ SARSAN ASİ OYUNCU

Kim ne derse desin Iverson NBA’e adım attığı andan itibaren bir çok taşı yerinden oynattı. Üstelik bu sadece oyun tarzını kapsayan bir değişim değildi. Dövmeleri, saç modelleri, giysileri, konuşması, geçmişi ve daha bir çok özelliği ile geçmişte genç oyuncuların önüne konulan örneklerden tamamen zıt bir karakter yapısına sahipti. Iverson yaptığı her hareketiyle, verdiği her demeciyle alışılagelmiş NBA değerlerini tamamen sarsmaktaydı. Eğer Iverson karşı olduğu bu değerlerin yerine yeni alternatifler sunmasa bu kadar ciddiye alınmazdı ama NBA yetkililerini korkutan Iverson’la birlikte yeni bir basketbol kültürünün ve yaşam tarzının tüm şatafatıyla karşılarında belirmesiydi. Bunu KoRn’un nu-metalle 1990’ların ortasında müzik dünyasında yaptığı değişime benzetebiliriz. Nasıl ki KoRn hem müzik tarzıyla hem de imajıyla yepyeni bir tarz meydana getirerek benim de dahil olduğum jenerasyonu derinden etkilediyse, Iverson da NBA üzerinde bu tür bir etki yarattı. Aslında NBA daha önce basketbolun çılgın çocuğu Dennis Rodman gibi bir tecrübe yaşamıştı ama günümüzde bir kült haline gelen Rodman fazlasıyla marjinal ve tuhaf -hatta kimilerine göre biraz psikopat- olduğu için bu derecede yeni nesli etkilememişti. Corn Rows adı verilen ve şu anda bir çok oyuncu tarafından kullanılan saç modeli şöhretini Iverson’a borçlu. Reebok “The Answer” adıyla çıkarttığı ürünleriyle en çok kar payını beklemekte ve Iverson şirketin en önemli yatırımlarından biri. Bir de Universal etiketiyle az kalsın müzik dünyasına bomba etkisi yapacak Iverson, Jewels lakabını kullanarak -Nasıl ki gerçek adı Marshall Mathews olan kardeş, Eminem, Slim Shady gibi isimler kullanıyor. Bizimki de takı merakı yüzünden Jewels’ı seçmiş- Misunderstood adıyla bir kaset çıkartacaktı ki Allah’tan çıkartmadı. Niye Allah’tan diyorum. Çünkü kaseti dinlediğim kadarı ile tam bir facia eğer müzik kariyeri konusunda yoğunlaşsaydı sanırım aç kalma ihtimali bir hayli yüksek olurdu. Albümünün basımının durdurulmasının nedeni ise, fazlasıyla saldırgan ve argo sözler içeren kaset bir süre sonra artık olgunlaştığını ve topluma daha iyi örnek olması gerektiğini düşünen Iverson tarafından yayınlanmak istenmemesi.

Peki Amerika’nın arka sokaklarda suç ve uyuşturucu içinde kaybolan gençliğini Iverson nasıl oldu da bu kadar etkileyebildi? Cevap bence fazlasıyla basit: Çünkü Allen birader de o gençlerden biriydi ve “dibe vurduğu anda” çoğu kişinin yaptığı gibi kendini hayatının akışına bırakmadı yeteneklerini kullanarak savaşını sürdürdü.



IVERSON’IN ÇOCUKLUĞU


Iverson’ın geçmişine baktığımızda “baba” punk-rock gruplarından The Offspring’in “Way Down The Line” şarkısında anlatılan derecede kötü bir aile yapısına sahip olduğunu görüyoruz. Daha çocuk yaşta ona gebe olan bir anne, babasız, fakir, sefalet içinde geçen ve ailesinin aldığı tüm yanlış kararların yaşamını doğrudan etkilediği bir hayat.
Allen, 6 Temmuz 1975 tarihinde Hampton, Virginia’da doğdu. Allen doğduğunda annesi Ann sadece 15 yaşındaydı!!.. Ve Allen’ı tek başına yetiştirmek zorundaydı. Hampton’ da yaşadıkları ev ise kanalizasyon şebekesinin hemen üzerinde olduğu için sık sık lağım taşkınlarına maruz kalmaktaydı. Iverson’ın gerçek babasını merak edenleriniz varsa, Iverson’ın hayatıyla biyolojik olarak onun babası olması dışında hiçbir ilgisi olmadı. Bir de geçen sene eski bir sevgilisini bıçaklayarak “Iverson’ın babası kız arkadaşını yaraladı.” şeklinde manşetlere geçmesini saymazsak.
Iverson’ların evinde ödenmeyen faturalardan dolayı genelde su ve elektrik olmazdı ama küçük Allen gene de annesine kızgın değildi çünkü mevcut duruma göre annesin zaten elinden gelenin en iyisini yapmakta olduğunu düşünmekteydi. Allen daha sonra kendi başının çaresine zor bakarken hayatına giren iki kızın da sorumluluğunu üstlenmek zorunda kaldı: Kardeşleri Brandy ve Iliesha.
Özellikle küçük Iliesha’nın lağım suyu baskınların getirdiği sağlıksız koşullar nedeniyle sık sık hastalanması zaten mali problemler yaşayan aileyi daha da büyük bir krize sürükler. Bu sırada Allen’ın annesinin erkek arkadaşı olan Michael Freeman isimli şahıs ise müzmin bir işsizdir ve kelimenin tam anlamıyla bir hapishane kuşudur. Defalarca hapse girip çıkan Freeman, 1991 yılında uyuşturucu satmaya teşebbüsten tekrar hapse geri döner. Söylenenlere göre bir gün Allen, Freeman’ı ziyarete gittiğinde onun ayaklarının halini görünce ona o kadar acımıştır ki, kendi ayakkabılarını ona verir ve eve kadar çıplak ayaklarıyla yürür. Allen’ın Freeman hakkındaki düşünceleri sorulduğunda çoğu kişinin beklediğinin aksine Iverson sürekli onu savunmuştur: “Michael en azından bize benim gerçek babamdan daha çok sahip çıktı, hem o kimseyi öldürmedi ya da kimseyi soymadı sadece ailesi olarak kabul ettiği insanlara bakmaya çalışıyordu.” Gerçekten çarpıcı bir ifade, herhalde Amerikalı sosyologlar toplumsal suç psikolojisini incelerken Iverson’un hayatına da bir göz atıyordur.
Iverson’ın hayatındaki dönüm noktalarından belki de en önemlisi, annesinin o daha çok küçük yaşlardayken oğlunun spora yetenekli olduğunu keşfederek onu bu yönde desteklemesi. Zaten bu dönemde annesinin daha iyi bir hayat için kurduğu tüm hayallerin merkezinde Allen’ın spor konusundaki yeteneği bulunmaktadır. Belki inanmayacaksınız ama, Iverson çocukluğunda basketbola karşı pek de fazla ilgili değildir. Annesi onu zorla basketbol oynamaya yollar. Çoğu zaman ise Iverson evin bir köşesine kaçarak antrenmana gitmemek için ağlar -Bence Iverson’ın antrenmanlar hakkındaki düşünceleri günümüzde de pek değişmemişe benziyor- Annesi ise ona bu oyunu sevdirmek için maddi bakımdan zorlanarak da olsa Jordan ayakkabıları ve buna benzer basketbol malzemeleri alır. Bu sırada Iverson başka bir spora daha fazla ilgi duymaktadır: Amerikan Futbolu!! Iverson’ın çoğu kişi tarafından bilinmeyen bir özelliği müthiş hızı sayesinde lise yıllarında onun aslında çok iyi bir Amerikan futbolu oyuncusu olduğudur. Hatta Allen önceleri Amerikan futboluna daha düşkündür. Iverson kardeşin yıldızı ise her iki sporda da gün geçtikçe parlamaktadır. Bethel Lisesi’ni hem Amerikan futbolunda hem de basketbolda Virginia Eyalet şampiyonluğuna taşıyıp her iki branşta da yılın oyuncusu ödülüne kavuşunca tüm üniversiteleri peşinden koşturmaya başlar. Özellikle de çizgi romanlardaki süper kahramanları aratmayacak derecede hızlı oluşu herkesin dikkatini çeken temel etkendir. Bu dönemde “kankası” Maryland’li Joe Smith, (Şu anda Minesota Timberwolves’da oynuyor), Allen’ın üniversiteye alınması için takımdaki herkesin beynini yer. Aynı şekilde Iverson da birkaç bin kez Joe Smith’ten Maryland’in cennetin bir köşesi olduğunu dinler. Zaten hem basketbol hem de futbol programlarında iddialı olan Maryland, Iverson için biçilmez kaftandır. Ama Iverson birader için o günlerde asıl önemli olan NBA ya da NFL (Ulusal Futbol Ligi) farkı gözetmeksizin kapağı profesyonel klüplerden birine atarak gettolardan ve onun temsil ettiği yoksul hayattan kendisini ve ailesini kurtarmaktır. Fakat bahtsız kardeşimiz Allen’ın şanssızlık peşini bir türlü bırakmaz. Bir akşam arkadaşları ile gittiği bir bowling salonunda çıkan olaylar ona hayatının en zor günlerini yaşatacaktır.


HAYAT GÖRÜŞÜNÜ DEĞİŞTİREN HAPİSHANE GÜNLERİ

Gelen şampiyonluklarla şehirde adeta yerel kahraman haline gelmesine rağmen Iverson bir siyahtır ve Amerika’nın genel problemlerinden biri olan ırkçılık ünlü yada ünsüz ayırt etmeden her an karşınıza çıkabilir. Iverson’ın karşısına da bir bowling salonunda çıkar. Olay şu şekilde gelişir; Allen ve arkadaşları salonda biraz fazla gürültü çıkartınca uyarılırlar bu sırada içerideki başka bir grup Allen ve arkadaşlarına sataşır ve onların zenci olmaları ile ilgili hakaret etmeye başlar. Bir anda kimse ne olduğunu anlamadan içeride bir beyaz-siyah meydan savaşı çıkar. Mahkemeye çıkartılan 17 yaşındaki Iverson, adam yaralamak suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırılır. Ama Amerika’daki sivil toplum örgütleri hemen harekete geçerek Amerika’yı ayağa kaldırırlar. İddiaya göre, Iverson kavga sırasında bir kıza ciddi şekilde yaralamak maksadıyla kafasına sandalye ile vurmuştur. Mahkemede kanıt olarak sunulan bantta Iverson bir kez bile görülemez. Kavga dolayısıyla polis tarafından tutuklanan 4 kişi de ünlü siyahlardır. Onlarca kişinin kavgaya karışmasına rağmen sadece 4 siyahın tutuklanması skandal olarak nitelendirilir. Dava sonrası yargıcın mağdur beyazlardan birinin aile dostu olduğu ortaya çıkar. Ve olayla ilgili hiçbir tanığın söylediği birbirini tutmaz. Kimi şahitlere göre Iverson elinde sandalye ile içeride deli gibi koşuşturarak kadın-erkek gözetmeden bulabildiği tüm beyazların kafasına vurmuştur. Kimi şahitlere göre salona sonradan giren bir grubun temel maksadı Iverson’ı pataklamaktır ve kavga Iverson’ın etrafında gerçekleşmiştir. Kimi şahitler ise Allen’ın kavga başladıktan sonra bowling salonuna geldiğini ve olayların çıktığını gördüğü an hiçbir şeye karışmadan salonu terk ettiğini söylemiştir. En mantıklı ifadeler ise Iverson’ın sadece içeride biraz dayılandığı ve sadece birkaç kişiyle itiştiği şeklindedir. Mahkeme sonrasında medya iki kutba ayrılır. Bir kısım medya Iverson’ın sadece siyah olmasından dolayı sisteme kurban olduğunu yazarken diğer bir kesim ise Iverson’ın şımarık ırkçı bir çocuk olduğunu ve en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini yazar. Siyahi dernekler ayaklanır. Sonuçta Allen 4,5 ay hapiste kaldıktan sonra Virginia Eyaleti Valiliği’ne seçilen ilk siyah olan Doug Wilder tarafından yanlış durum değerlendirilmesi yapıldığı ve iyi halinden dolayı serbest bıraktırılır. Belki Iverson gerçekten suçluydu belki de sadece renginin kurbanı oldu. Bunu hiçbir zaman kimse bilemeyecek ama bu olaylar ve hapiste geçirdiği 4,5 ayın Iverson’ın üzerinde derin etkiler bıraktığı bir gerçek. Allen’a göre bu olaylar ve hapiste geçirdi zaman onun hayata bakışını o kadar değiştirmişti ki eğer o olay meydana gelmeseydi şimdi bulunduğu yere asla gelemezdi: “Hampton’da başıma gelenleri asla unutamayacağım, çünkü büyük bir haksızlığa uğradım. Ama olanlar beni güçlü bir insan yaptı. Bu olay meydana gelmeseydi şu anda olduğum aynı insan olabileceğimi hiç sanmıyorum. Düşünsenize daha sadece 17 yaşında bir çocuktum. İçeride her türden gerçek suçlu vardı. İçeriye girdiğimde herkes bana tuhaf tuhaf baktı. Kanım donmuştu, durmadan tanrıya dua ediyordum. Sonra yaşlı mahkumlar yanıma geldiler ve beni tanıdıklarını, merak etmememi, beni her türlü beladan koruyacaklarını, içerideki tüm pisliklerden uzak tutacaklarını söylediler. Tanrım korkuyordum. Hapse atılmadan bir gece önce büyük anneme niye tanrı bana bunun yapılmasına izin veriyor diye sormuştum. O da “Asla tanrının ne yaptığını sorgulama.” dedi. Ben de bir daha asla sorgulamadım. Hapiste benim yaşıtlarımın kaldığı Jungle isminde bir kısım vardı büyük mahkumlar asla orda kalmama izin vermediler ve beni hafif çalışma cezası almış önemsiz suçlar işlemiş yaşlıların yanına koydular. Bazen bizim koğuşa gitmem için Jungle’ın önünden geçmem gerekirdi. Tanrı biliyor ki küçüklüğümden beri hem kendimin hem de ailemin başının çaresine bakmak zorunda kaldığım için korkusuz biriyimdir ama o Jungle denen yerde öyle şeyler oluyordu ki içeride hapishane filmlerinde seyredebileceğiniz en mide bulandırıcı ve korkutucu sahnelerden birkaç kat daha fazlası vardı.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://abartmatozu.yetkin-forum.com
Hede Hödö
Admin
Admin
Hede Hödö


Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 17/08/07

Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Geri: Allen Iverson (The Answer)   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimeSalı Ağus. 21, 2007 11:42 pm

GEORGETOWN GÜNLERİ
Iverson hapishaneden çıktığı zaman gelecekle ilgili gerçekleştirebileceğini düşündüğü çok az hayali kalmıştı. Not ortalamaları düşüktü. Üstelik Kentucky kendisine verdiği burs teklifini de geri çekmişti. Meydana gelen olaylar insanların zihninde sportif başarılarından daha fazla ön plana çıkmıştı. Ne NBA ümidi kalmıştı ne de NCAA.. Ama Iverson tam bu sırada kendisini tekrar kanıtlaması için iyi bir fırsat olan Nike ve Reebok kamplarına davet edildi ve eline geçen şansı çok iyi kullandı. Bu sırada Georgetown coach’u John Thompson da ciddi şekilde Allen’ı takip etmektedir. Allen’ın annesi Ann, defalarca coach Thompson ile oğlu hakkında görüşür ve ondan oğluna her tüm olanaklarıyla kol kanat germesini rica eder. Georgetown, Iverson için önemli bir adımdır. Coach Thompson ise bundan sonra Iverson için hem bir baba figürü hem de Beyaz Gölgede’ki Coach Reeves gibi durmadan onu kollayacak, başını belaya sokmasına engel olacaktır. Iverson profesyonel olma kararı almadan önce Georgetown’da geçirdiği iki yılın sonunda arkasında bir çok ödül bırakır. 20.4 sayı ve 4.5 asist ortalamaları ile oynadığı 1994-95 sezonunda Big East Ligi’nin en iyi çaylağı ve savunmacısı ödülüne ulaşır. 25.0 sayı, 4.7 asist, 3.35 top çalma ortalamalarıyla oynadığı 1995-96 sezonunda ise ismi Big East’in en iyi ilk beşindedir ve tekrar yılın en iyi savunmacısı olarak ödüllendirilir. Ayrıca bir NCAA oyuncusunun alabileceği en prestijli ödüllerden biri olan Associated Press All American takımına seçilir. NCAA turnuvasında ondan sonra yüz sayı barajını geçebilen ilk oyuncu ise ancak 5 sezon sonra Duke’ten Jay Williams olacaktır. (Bu sezon da Maryland’li Juan Dixon geçti.)
NBA YENİ NESİL SÜPER YILDIZINA, KAVUŞUYOR!!..
Aslına bakarsanız Allen draft edilmeden önce Philadephia’nın durumu hiç de iç açıcı değildi. Wilt Chamberlain’li, Dr. J’li ve Moses Malone’lu günler çok eskilerde kalmıştı. Hem de son 6-7 sezonda sürekli gerileyen bir performansları vardı. Sixers bir yıl önce birinci tur üçüncü sıradan süper yetenek North Carolina mezunu Jerry Stackhouse’u kadroya kattı. Takım Stackhouse’un çaylak sezonunda gösterdiği 19.2 sayı ve 3.8 asistlik performansla biraz kıpırdanma gösterdiyse de bu pek yeterli olmadı. İşte bu günlerde draft lottery’den gelen bir numaralı seçim hakkı yeniden yapılanmaya giren Sixers için ilaç gibi geldi. 1996 yılının drafta seçilen bir numaralı ismi açıklandığında herkes NBA’deki en iyi genç guard ikilisine Sixers’ın sahip olduğu konusunda hemfikirdi: Allen Iverson ve Jerry Stackhouse.
Iverson daha ilk sezonunda -küçüklüğümden beri favorim olan- NBA Action Countdown 10 listelerini bolca işgal etti. Evet bu çocuk hızlıydı. Gerçekten eşi görülmemiş bir şekilde hızlıydı. Hem de mükemmel sıçrayabiliyordu. Ama onun en çok konuşulan hareketi o enfes cross-over’larıydı. Bir arkadaşını seyrederken ne kadar etkili olduğunu keşfettiği ve ancak saatler süren çalışmalar sonucunda bugünkü şekline gelen bu hareket, artık Iverson’la özdeşleştirilmiş durumda. Yaşlı kurt Tim Hardaway de etkili cross-over’lara sahip ama kesinlikle estetik bakımdan Iverson ile kıyaslanamaz. Her ne kadar Iverson, hakemler tarafından Kobe kadar korunmasa da sanırım hakemlerin Iverson’la ilgili verdiği en yanlış kararlar da yine meşhur cross-over’larıyla ilgili. Hakemlik eğitimi almış ailenizin naçizane yazarı bendenize göre Iverson Cross-Over sırasında topu kavrıyor ve driplingini kesmiş oluyor bu yüzden normal şartlar altında bu topla yürüme hatası. Ama dediğim gibi ancak normal şartlar altında bu kuralı uygulayabilirsiniz. Adam o kadar estetik bir şekilde bu hareketi icra etmekte ki hakemler de ellerinde olmadan “Yaradan ne güzel de cross-over yaptırıyor bu çocuğa, tüm stepsler sana kurban olsun.” diye düşünüyor olmalı. Asıl konumuza geri dönersek, Iverson rookie sezonunda ortalığı toz duman etti. NBA tarihinde rookie sezonunda 5 maç üst üste 40 sayı barajını geçen ilk oyuncu oldu ve 23.7 sayı ile 7.5 asist ortalamaları ile oynadığı bu sezonda haliyle yılın çaylağı ödülüne rahatça ulaştı. Stackhouse ise Iverson’a 20.7 sayı ortalamasıyla destek olmaktaydı.
Belirttiğim gibi bu ikili en NBA’in en etkili duo’larından biriydi ama sezon içinde çoktan kendini belli eden bazı sorunlar kendini her geçen gün daha çok belli edecekti. Bir takım düşünün ki elinde şu an NBA’in en iyi oyuncuların ikisini bulundurmasına rağmen ancak 22 galibiyet alabilsin. İşte bu durum Sixers Antrenörü John Davis’in takımdaki sonunu hazırladı. Yerine ise Iverson’ın ilerleyen zamanda çok seveceği (?!) NCAA’in ve NBA’in en iyi antrenörlerinden Larry Brown getirilecekti. Brown sorunu görmekte çok gecikmedi. Elindeki en önemli iki silahı birbirinden egoistti!. Üstelik bunlardan biri takımın oyun kurucusuydu. Iverson başına buyruk, fazla emir almayı sevmeyen ve -geçmişinin neden olduğu bir durum olarak düşünebileceğimiz- herkese kendini kanıtlamaya çalışan, sahada çok konuşan ve arkadaşlarına olur olmadık sataşan bir oyuncuydu. Stackhouse ise takımın gerçek yıldızının kendisi olduğunu düşüyordu. Medya çoktan daha sonra tüm North Carolina mezunu vasatın üzeri guardlara yakıştırmaya meraklı olduğu -hatta 20 sayı ortalamasını geçen her guarda- “Yeni Michael Jordan” yaftasını yapıştırmıştı. Bu tür unvanların verdiği ağırlık ise Stackhouse için şu anlık daha çok ağırdı. Kendilerini kanıtlama kavgasındaki, öncelikle “Ben” diyen bu iki oyuncunun rekabeti bir idman sırasında adeta sokak kavgasına dönünce ikisinden birinin takımdan gönderilmesi artık şart olmuştu. Sixers ve Brown da tercihini Iverson’dan yana kullanınca Stackhouse NBA’in bir başka süper yıldızı olan Grant Hill’in Detroit’ine Theo Ratliff ve Aaron McKie karşılığında sezon ortasında gönderildi. Larry Brown takımı aklındaki oyun sistemine göre yavaş yavaş temizledi sezon sonuna gelindiğinde ise sezona başladığı kadrodan sadece 5 kişi takımda kalmıştı. 1996-97 sezonu yılın çaylağı ve All-Star haftasonu çaylak maçının en değerli oyuncusu Iverson için 1997-98 sezonu da parlak geçmişti. Her ne kadar takım ancak 31 galibiyet alsa da Iverson ligi 22.0 sayı, 6.2 asist ve 2.20 top çalma ortalamalarıyla tamamladı. Üstelik sezon içinde iki kez Jordan’ın Chicago’sunu da alt etmeyi başarmışlardı. Bu arada Iverson medyadaki sansasyonel açıklamalarına iyice hız verdi. Ne Michael Jordan ne de Charles Barkley gibi eski oyunculara saygı duymadığını üstelik de Jordan’ın biraz fazla abartıldığını söylemesi tepki topladı. İnsanlar zaten geçmişi hatırlamaya meyillidirler. Iverson da bu tür tepkilere alışıktı. Georgetown’daki iki sezonu boyunca rakip okullar onlarla hep Mahpushane kaçkınları diye dalga geçmiş, taraftarlar da Iverson’a sandalye ile ilgili bolca espri yapmıştı. Zamane üniversite gençliği işte ne yapacaksınız. Geçmişini bir kenara bıraktığınızda bile Stackhouse ile arasında geçen olaylar ve Coach Larry Brown’ı pek takmaması insanların Iverson’a ön yargı ile bakmasına neden oluyor. Biraz evvel de belirttiğim üzere bunlara Cross-over’la Jordan’ın “belini kırdığı” birkaç pozisyonun ve gelen iki galibiyetin verdiği gazla Jordan hakkında verdiği demeçler de eklenince yetenekli ama az sevilen oyuncu kategorisinde kendisine en üst sıralardan bir yer edindi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://abartmatozu.yetkin-forum.com
mRc
Admin
Admin
mRc


Mesaj Sayısı : 125
Kayıt tarihi : 18/08/07

Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Geri: Allen Iverson (The Answer)   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimeSalı Ağus. 21, 2007 11:43 pm

yaa allen ıverson da basketbolcu mu kobenin yanında Allen Iverson (The Answer) 234933
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hede Hödö
Admin
Admin
Hede Hödö


Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 17/08/07

Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Geri: Allen Iverson (The Answer)   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimeSalı Ağus. 21, 2007 11:44 pm

8 YIL SONRA GELEN PLAYOFF BAŞARISI
1998-99 sezonunda Sixers tam 8 sezon sonra ilk kez playoff’lara katılma hakkı elde ederken Iverson 26.8 sayı ortalamasıyla uzun yıllar sonra sayı krallığına ulaşan ilk Philadelphia oyuncusu oluyordu. Playoff ilk turunda karşılarına çıkan Orlando’yu rahatça 3-1’lik skorla saf dışı eden Sixers, ikinci turda yüce insan, büyük şutör ve son saniye canavarı Reggie Miller’ın Indiana Pacers’ı karşısındaydı. Her ne kadar Pacers seriyi 4-0 ile süpürerek geçse de oynanan üç maçın skoru 4 sayı ve altında bir farkla sonuçlandı. Ama asıl önemlisi bu ufak macera hem Iverson hem de Sixers için gelecek NBA finalinde bir tecrübe olacaktı. Bu sırada NBA kariyerine point guard olarak başlayan Iverson, aşırı derecede şut kullanması ve çok az sayıda asist yapması nedeniyle çoktan off-guard olarak oynatılmaya başlanmıştı. Çoğu kişi için önceleri fiziksel özellikleri dolayısıyla kafalarda hafif soru işaretleri yaratan bu durum bir süre sonunda gerçekten taktik bir zafer olarak sonuçlandı. Iverson MVP oylamasını 4. sırada tamamladı ama çoktan beri hakkettiği NBA’in en iyi ilk beşinde kendine yer bulmuştu. Iverson 1999-00 sezonunda 28.4 sayı ortalaması ile tekrar skor gücünü ortaya koyar ve NBA’in en iyi ikinci takımına seçilir ama Larry Brown artık beklediği verimi alamadığı oyuncusundan -özellikle Indiana karşısında alınan sonuçlardan sonra- rahatsızlık duymaktadır. Iverson kimi zaman verilen taktikleri dinlemez kenara geldiğinde Brown’a tavır alır, durmadan basın yoluyla Brown’ı eleştirir ve Brown’ın takımdan ayrılacağı yolundaki söylentilere çanak tutar. Brown da aynı şekilde Iverson’a medya üzerinden sürekli açıklamalarda bulunur ve olası bir takasın sinyallerini verir. Iverson da çıktığı az sayıdaki idman sayısını iyice azaltır. Durum anlatılanlara göre öyle bir hale gelmiştir ki Iverson, Fenerbahçe’de futbolun yanı sıra basketbol da oynadığı yıllarda sadece bir ya da iki kez basketbol antrenmanına çıkmış efsanevi futbolcu Can Bartu’yla çıktığı idman sayısı itibariyle adeta yarışacak hale gelmiştir!. Belki abartılı da olsa sezon boyunca sadece15 antrenmana tam saatinde gelerek kendisine verilen programın hepsini tam olarak uyguladığı şeklinde bir söylenti var doğru olup olmadığını bilemiyorum ama biraz abartılı da olsa idman sayısının bayağı düşük olması ihtimal dahilinde. Özellikle bahsettiğim kişi Iverson olunca. Hele Sixers’la 6 yıllığına da 71 milyon dolarlık bir sözleşme yenilemesine gittikten sonra bu tür olayların devam etmesi Larry Brown’dan da onayı alan Sixers yönetimi Iverson’ı çağırarak bu koşullar altında kendisini takas etmeye karar verdiklerini bildirir. Iverson ise Philadelpia’dan gitmemek için elinden geleni yapar. Toplantıda üyelere bundan sonra tüm idmanlara zamanında ve eksiksiz katılacağına, takımda liderliği daha fazla üstleneceğine ve takım arkadaşları ve toplumla daha iyi geçineceği konusunda sözler verir. Iverson’a son bir şans vermek isteyen yönetim onu takas etmekten vazgeçer. Değişmeyen tek şeyin her şeyin değiştiği olduğunu söylerler.

IVERSON’DAKİ ANİ DEĞİŞİM
Verdiği sözlerin arkasından Iverson da bu değişim felsefesine uyarak yeni sezonda herkesi şaşırtan bir görüntü sergiler. Eskiden sürekli laf dalaşı yaptığı takım arkadaşlarına artık daha sevecen ve hoşgörülüdür. Onları daha çok onure etmeye çalışır, kızdığı zaman bile bunları espri yaparak belli eder. Coach Brown’a daha fazla saygılıdır. Medya ile arasındaki ilişkiler de biraz daha düzelmiştir. Üstüne üstlük sahada da fırtına gibi esen ve rakiplerini ezen de bir Iverson vardır.
Washington da düzenlenen 50. NBA All Star maçında Doğu’nun son dakikalarda farkı kapatarak maçı kazanmasında önemli pay sahibi olan Iverson, attığı 25 sayıyla All-Star maçının MVP’si seçiliyordu. 56-26 biten normal sezonun ardından Philadephia 11 yıl sonra ilk kez Atlantik Konferans’ını ve Doğu yakasını şampiyon olarak tamamladı. İlk turda rakip bir kez daha Reggie Miller’ın Indiana’sıydı. Ama bu defa Sixers geçen senelere oranla çok daha kuvvetliydi ve Pacers’ı 3-1 gibi rahat bir skorla saf dışı ederek play-off’larda yoluna devam etti.
JORDAN’IN VELİAHTLARININ SAVAŞI
Bir üst turda Michael Jordan’ın veliahtlarından ikisi karşı karşıya geldi: Vince Carter ve Allen Iverson. Tamamen Vince Carter ve Allen Iverson düellosu şeklinde geçen seride Carter iyi de oynasa üstünlük kuran taraf 4-3’le kıl payı Allen Iverson ve Sixers oldu. Bu kez Iverson karşısında bir başka Allen ve Bucks’ı buldu ama Sixers bir önceki turda Toronto karşısında olduğu gibi zorlansa da turu geçmesini bildi (4-3). Kimilerine göre majesteleri Michael Jordan’ın tahtının gerçek sahibini belirleyecek eşleşmede Lakers ve Sixers kozlarını paylaşacaktı. Hepinizin bildiği üzere Bryant, Shaq gibi bir devin de desteğini alarak Sixers’ı saf dışı bıraktı ama yıl boyunca ortaya koyduğu performansla Iverson insanları saygısını ve sevgisini tekrar kazanmıştı. 1996 Jordan’dan sonra 30 sayı ortalamasını ilk geçen oyuncu olarak sayı krallığına ulaşan Iverson, ayrıca MVP ödülünü de kazanarak Moses Malone’dan 20 yıl sonra bu ödüle ulaşan ilk Philadelpia oyuncusu oldu. Bu ödülü kazanan diğer iki Philadelpia’lı oyuncunun Dr.J ve Wilt Chamberlain olduğunu söylersem sanırım Iverson’ın Phialdelpia için ne derecede önemli bir isim olduğunu anlatabilirim.
Iverson play-off’un hemen sonrasında 7 yaşındaki kızı Tiaura ve 4 yaşındaki oğlu Allen II‘nin annesi ve kendisinin de uzatmalı nişanlısı olan Tawanna Turner ile dünya evine girdi. Ama nikahtan iki ay sonra en yakın arkadaşının bir cinayete kurban gitmesi onu derinden etkileyecekti. Sezon başında yaşadığı sakatlıklar sonucunda Iverson’sız Sixers, otoriteleri hayal kırıklığına uğratmadı sezona 5 mağlubiyetle başladı. Bunu takiben Iverson’ın sakatlığının düzelmesi sonucunda Philadelpia 7-0’lık bir galibiyet serisi yakaladı. Sanırım bu istatistikler Iverson’ın Sixers için ne kadar önemli olduğunu anlatmaya yeter de artar. Iverson’ın 31.4 sayı ortalamasıyla sayı krallığı kazandığı bir sezonda daha ilk turda Boston’a 3-2 elenmek gerçekten acı bir durum ama bu yıl şanssızlıklarla başladı ve aynı şekilde de sona erdi.


LARRY BROWN’IN TAKTİK TAHTASI
SAVUNMA+RİBAUND+IVERSON=GALİBİYET

Sezonun en çok konuşulan olayı ise tabii ki kraliyet tahtının sahibinin geri dönüşüydü. Peki veliahtlar bu durumda nasıl davrandılar? Eskiden haylaz olan, kralla sürekli tartışan prens onun önünde eğilerek her zaman ona saygı duyduğunu bildirdi ve herkesin sonsuz sevgisini kazandı. Öteki prens ise taht kavgasını sürdürdü, kralın onurunu kırıcı sözler söyledi. (“Karşıma çıktığında pişman olacak çünkü ona sayı bile attırmayacağım, o artık çok çok yaşlı bir adam.” / imza/ Kobe Bryant ) ve bu tutumuyla tahtı kazandığı zaman bile insanlar onu sevmeyecektir. Tamam kabul ediyorum Machiavelli’nin Hükümdar kitabına döndü bu yazı ama insanın branşı siyaset bilimi olunca kendinizi bu tür benzetmelerden uzak tutamıyorsunuz. Konumuza geri dönersek yukarıda belirttiğim durum özellikle Philadelpia’da düzenlenen All-Star Haftasonu’nda doruğa ulaştı. Jordan’la barışan Iverson bu kez de efsanevi Dr.Julius Erwing’in formasıyla maça çıkınca tüm basketbol severleri kendisine bir kez daha aşık etti. Diğer tarafta ise maçtan evvel Jordan’ın gidip “Bu bir şov maçı sakın işi kişiselliğe dökme biz buraya insanları eğlendirmeye geldik kişisel hesaplar gütmeye değil!!” şeklinde konuşmak zorunda kaldığı Kobe vardı. Kobe her ne kadar MVP seçildiyse de kendi evinde onur kırıcı bir şekilde yuhalandı.
Kobe lige ilk adım attığında herkesin sevgisini kazanan biriydi ama insanlara kendisini kabul ettirmek için kendini hiç olmadığı sert, argo konuşan birine dönüştürmeye çalışınca insanların sevgisini yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Bunun tam tersi olarak hırçın, asi Iverson gitti ve yerine aile sahibi olduğunun farkında daha olgunlaşmış bir Iverson geldi. İki oyuncu da tanrı vergisi süper yeteneklere sahip ama tahtı kim gerçekten hakkediyor?
İsterseniz Hidayet’in şu sözlerini hatırlatarak cevabı size bırakalım: “Kobe bence çok iyi bir oyuncu ama şu ana kadar savunmakta en fazla zorlandığım oyuncu Iverson.”

Denver'da artık Ivy Sixers'tan daha sağlıklı bir tercih oldu Allen Iverson (The Answer) 532387
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://abartmatozu.yetkin-forum.com
mRc
Admin
Admin
mRc


Mesaj Sayısı : 125
Kayıt tarihi : 18/08/07

Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Kobe Bryant   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimeSalı Ağus. 21, 2007 11:46 pm

Kobe Bryant

Kobe Bean Bryant Pozisyon Şutör gard
Lakap Kara Mamba, KB24
Boy 6 ft 6 in (1.98 m)
Ağırlık 220 lb (100 kg)
Takımı Los Angeles Lakers
Doğum 23 Ağustos 1978
Pennsylvania, Phiadelphia
Draft 13. sıra, 1996
New Orleans/Oklahoma City/Charlotte Hornets
Aktif Olduğu Yıllar 1996–devam ediyor

Kobe Bean Bryant (Kobe Bryant) (d. 23 Ağustos 1978, Philadelphia), Los Angeles Lakers takımında basketbol oynayan bir NBA oyuncusudur. 1,98 m boyunda, 100 kg ağırlığındadır.


Özgeçmişi ve Basketbol Yaşamı [değiştir]Kobe Bryant, Philadelphia'da doğdu. Babası da bir NBA basketbolcusu olan Kobe, ismini annesinin bir Çin lokantasında yediği kobe usulü biftekten almıştır. Kobe 5 yaşına geldiğinde yaşamında büyük bir etkisi olacak İtalya'ya taşınmışlardı. Kobe, babasının maçlarını izlerken basketbola alışmıştı. Fakat İtalya'da yaşayıp da futboldan etkilenmemek mümkün değildi. Kobe de futbola en az basketbola duyduğu kadar ilgi duymakta idi. Ama zamanla bütün ilgisi basketbola kaydı. Çünkü Amerika'ya geri dönmüşlerdi ve boyu gitgide uzamakta idi. Kobe burada basketbolunu geliştirdi ve 13 yaşına geldiğinde babasını yenebilir hale geldi.[kaynak belirtilmeli]

Lise yıllarında müthiş iş ahlakıyla herkesin gözüne giren Kobe, her gün salona erken gelip geç çıkmanın faydasını gördü; her ne kadar ilk senesinde takımına bişey kazandıramasa da sonraki üç sezonda 90 maçta 77 galibiyet ve 13 mağlubiyetle lisesini şampiyonluğa taşıdı. Son senesinde; maç başına 30.8 sayı,12 ribaunt,6.5 asist,4 top çalma,3.8 blok ortalamaları tutturmuştu. Lise kariyeri sona erdiğinde Philadelphia'nın tüm zamanlarda en çok sayı kaydeden lise oyuncusu idi (aynı listede Wilt Chamberlain üçüncüdür). Böyle görkemli bir lise kariyerinin de ona getirileri büyük oldu: USA Today yılın lise oyuncusu, Naismith yılın oyuncusu ödüllerini kazandı ve McDonald's All American takımında yer aldı.

1996 NBA Draftı'na kolej okumadan, lise mezunu olarak giren Kobe; 13. sıradan Charlotte Hornets tarafından seçildi ve drafttan hemen sonra da zamanın üst düzey pivotlarından Vlade Divac karşılığında Los Angeles Lakers'a takas oldu.Bu takas o dönemde çok eleştirildi, çünkü kolej okumamış, NBA'de nasıl oynayacağı belli olmayan bir oyuncu için ligin üst düzey pivotlarından birinin verilmesi kafalarda soru işareti yarattı.

Kobe Bryant, çaylak sezonunu bekleyerek ve öğenerek geçirdi. Sezonun ikinci maçında Minnesota Timberwolves karşısında oyuna giren Kobe; 18 yıl, 2 ay ve 11 gün ile NBA tarihinde en küçük yaşta forma giyen oyuncu oldu. Ligdeki ilk sayısını bir sonraki maçta New York Knicks'e karşı bulan Kobe, 4. maçında Toronto Raptors karşısında 10 sayı üreterek kariyerindeki ilk çift haneli rakama ulaştı. Kobe ilk kez bir maça ilk beşte başladığında, takvimler 28 Ocak 1997'yi gösteriyordu. 12 sayı attığı bu maçla birlikte, 18yıl, 5 ay ve 5 günle NBA tarihinde bir maça ilk beşte başlayan en genç oyuncu oldu.

İlk sezonunda All-Star haftasonu onun için gayet keyifli geçti. Çaylak maçında yer alan Kobe, kaydettiği 31 sayıyla maçın en skorer ismi oldu. Birkaç saat sonra bu kez smaç yarışmasında yarışan Kobe, son hakkında havada topu bacaklarının arasından geçirerek yaptığı smaçla 49 puan aldı ve bu yarışmanın en genç şampiyonu oldu. Ayrıca bu bir Lakers oyuncusunun kazandığı ilk (ve şu ana kadar tek) smaç şampiyonluğudur. Aynı sene Play-off'larda ilk ciddi kötü anılarıyla tanışan Kobe, maçı kazandırabilecek son şutu kaçırdı. Uzatmada da iki airball atan ve iyice çöken Kobe, çaylak sezonuna noktayı böyle kötü bir şekilde koymuş oldu.

97-98 sezonuna çok iyi bir başlangıç yapan Lakers'ta çok iyi oynayan bir Kobe vardı.Önünde Van Exel,Eddie Jones gibi oyuncular olmasına ve maç başına 26 dakika oynamasına rağmen elde ettiği 15.4 sayı ortalaması ve spektaküler smaçları kamuoyunu o kadar etkiliyordu ki, 1998 All-Star maçına halk oylamasıyla çoğu ünlü oyuncunun önünde ilk beşte başlıyor ve bir All-Star maçına ilk beşte başlayan en genç oyuncu oluyordu.Bu maçta batı takımının en yüksek rakamları olan 18 sayı ve 6 ribaunt üreten Kobe, idolü majesteleri Michael Jordan karşısında iyi bir maç sergiledi.

Kobe, 1999-2000 sezonuna sakat başladı. Fakat sakatlığını atlattıktan sonra Lakers, ligde fırtına gibi eserek müthiş serilere imza attı. İlk önce 16, daha sonra da 19 maçlık galibiyet serileri yakalayan Lakers, sezon bitimine gelinirken son 31 maçın 30 unu kazanmıştı. Kobe'ninde bu takıma katkısı oldukça büyük oldu. Maç başına 22.5 sayı,6.3 ribaunt,4.9 asist,1.6 top çalma istatistikleri yakalayan Kobe kariyerindeki ilk NBA şampiyonluğunu yaşadı.

2000-2001 sezonu şampiyonluk yaşanılmasına rağmen gerilim dolu bir sezon oldu. Shaquille O'neal'la arasındaki "başarıyı kendisine mal etme tartışmaları" iyice kızışmakta idi.[kaynak belirtilmeli] Şampiyonluklarla örtbas edilen bu gerginlik en sonunda patlak verdi: 2003-2004 sezonunda müthiş bir takım kuran Lakers (kadrosunda Gary Payton, Kobe Bryant, Karl Malone, Shaquille O'neal gibi yıldızlar bulunuyordu) buna rağmen finalde Detroit Pistons'a elendi ve böylece tartışmalar yeniden alevlenmeye başladı. 2004-2005 sezonunda Shaquille O'neal, Miami Heat'e takas edildi. Kobe, bu sezon pek varlık gösterememesine rağmen iyi maçlar çıkardı, fakat kadro kalitesi düşük olduğu için başarıyı yakalayamadı.

2005-2006 sezonunda Kobe müthiş bir çıkış yakaladı. Yazın çalışmasının meyvelerini toplayan Kobe kilo vermiş ve bu mücadeleye hazır bir şekilde sezona başlıyordu. Müthiş maçlar çıkaran Kobe, takımını tek başına taşıyor ve inanılmaz rekorlara imza atıyordu. Kobe, ilk önce Dallas Mavericks karşısında ilk üç çeyrekte 62 sayı üretti. Oyundan çıktığında Dallas takım halinde 61 sayıdaydı. Bu, o güne dek görülmemiş bir şeydi. Hemen sonraki haftalarda NBA tarihinin en yüksek ikinci skoru olan 81 sayıyı Toronto Raptors'a karşı bulan Kobe Bryant ayrıca takımını da Play-off'a sokmayı başardı. Playoff'un ilk turunda Phoenix Suns ile karşılaşan Lakers, Kobe'nin müthiş oyunu ve son saniye basketleriyle seriyi 3-1'e getirmeyi başardı, fakat sonraki üç maçı da kaybetti ve serîyi 3-4 kaybederek müthiş bir sezonu noktalamış oldu.

Kobe 2003 yılında kendisine açılan bir tecavüz davasıyla ilgilenmek zorunda kaldı. Çok zor günler geçiren Kobe maçlara ucu ucuna yetişiyor, bütün reklam anlaşmaları iptal ediliyordu. Deplasmanlarda aleyhine sloganlar atılan Kobe, davacı kadının bir yıl sonra ısrarından vazgeçmesi sonucu kurtuldu.[kaynak belirtilmeli]Bryant 2006-2007 sezonuna yine iyi bir çıkışla başladı ama bu sene batı konferansında takımlar dahada güçlenmiş lakers ın önüne geçmişlerdi yinede takımını sırtlayan kobe 5 maç üst üste 50 sayıyı geçmiş ve takımını 7. sıradan play-off lara sokmayı başarmıştır 2006-2007 sezonu all star weekend de ise yetenek yarışmasını 2. sırada tamamlayıp all star maçının 31 sayı ile mvp ödülünü almıştır kobe bu ödüle 2. kez sahip oldu play-off lar batıda çekişmeli geçiyordu bu senede phoenix suns takımı ile eşleşen lakers kötü bir oyun sergileyip kobe nin tüm çabalarına rağmen seriyi 4-1 geride tamamlayıp elenmiştir.Kobe nin 8 no lu formasını 24 olarak değiştirmesi ise taraftarların uğursuzluk getirdi ifadesini almıştır


Rekorları ve Başarıları [değiştir]Lisesini tarihini ilk eyalet şampiyonluğuna taşımıştır.
Philadelphia tarihinin en çok sayı üreten lise oyuncusudur (2.883).
Bir All-Star maçında ilk beş başlayan en genç oyuncudur.
Bir smaç şampiyonası kazanan en genç oyuncu ve smaç şampiyonası kazanan ilk ve tek Los Angeles Lakers oyuncusudur.
10.000, 14.000, 15.000, 16.000, 19.000 sayı barajlarını geçen en genç oyuncudur.
Bir maçta en fazla üç sayılık basket isabeti rekoru (12, Donyell Marshall ile ortaktır).
2002-2003 sezonunda ardı ardına oynadığı 9 maçta 40 ve 12 maçta 35 sayı barajını geçen 3. oyuncu olmuştur (1. Wilt Chamberlain, 2. Michael Jordan).
Dallas'a karşı 33 dakikada 62 sayı kaydetmiştir.
Utah Jazz ve Dallas Mavericks takımlarına üçüncü çeyrekte attığı 30 sayı kulüp rekorudur.
24-saniye şut süresi kuralı uygulanmaya başlatığından beri üçüncü periyot sonunda rakibi sayı bazında geride bırakan tek oyuncudur (üçüncü çeyrek sonunda 62 sayısı varken Dallas Mavericks 61 sayıda kalmıştır).
Toronto Raptors karşısında attığı 81 sayı, bir NBA maçında atılmış olan en yüksek ikinci sayıdır (1. 100 sayı ile Wilt Chamberlain'dir).
81 sayı kulüp rekorudur ve NBA tarihinde 70 sayı barajını geçen 5 oyuncudan biridir.
Bir maçta takımının 122 sayısının 81 ini kaydederek %66.4 le en yüksek yüzdeyi tutturan oyuncu olmuştur.
Bir sezonda 27 kez 40 sayı barajını geçerek kulüp rekorunu kırmıştır.
Bir sezonda atılan en yüksek sayıda 7. sıradadır (2.832).
2005-2006 sezonunda 35.4 sayı ortalama ile sayı kralı olmuştur.
NBA tarihinde bir sezonda hem 2.800 sayı atıp hem de 180 üçlük isabeti bulan tek oyuncudur.
Üst üste 50 sayı ve üzerine arka arkaya maçlarda 4 kez ile en fazla çıkan ikinci oyuncudur. (Birinci Wilt Chamberlain)
2007 yılında 31 sayı, 6 asist, 6 top çalma ve 5 ribaundla NBA All-Star MVP ödülünü 2. kez (ilki 2002'de) kazanmıştır.
Bir sezonda 10 kez 50 sayı barajını geçmeyi başaran 2.oyuncudur (birinci wilt)
2007 sezonunu 31.6 sayı ortalamasıyla nba de 3. kez sayı kralı omuştur
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hede Hödö
Admin
Admin
Hede Hödö


Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 17/08/07

Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Geri: Allen Iverson (The Answer)   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimeSalı Ağus. 21, 2007 11:53 pm

Allen Iverson (The Answer) Ai15ac6sr5mx5

Allen Iverson (The Answer) 445113697a04df572e3rl6
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://abartmatozu.yetkin-forum.com
Hede Hödö
Admin
Admin
Hede Hödö


Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 17/08/07

Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Geri: Allen Iverson (The Answer)   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimeSalı Ağus. 21, 2007 11:57 pm

Ben basketbolu Iverson sayesinde sevdim karışma sen Allen Iverson (The Answer) 257247
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://abartmatozu.yetkin-forum.com
B@DyGuaR
Misafir




Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Geri: Allen Iverson (The Answer)   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimeÇarş. Ağus. 22, 2007 6:28 pm

Hem Iverson hem Kobe ikiside olağanüstü oyuncular.Kaliteleri zaten tartışılmaz.Bu iki oyuncuyu karşılaştırmak biraz zor çünkü ikiside farklı yerlerde farklı görevlerde oynuyorlar.Iverson oyun kurucu olarak mevkisinin bence 1 numarası aynı şekilde Kobe de shooting guard pozisyonunda dünyada 1 numaradır.Bu iki oyuncuda daha önceleri MVP seçilmiş ve şampiyonlık yüzüklerini takmışlardır.Ben şahsen ikisinide zevk alarak izliyorum.Çoğu basketbolseverde öyledir sanırım Allen Iverson (The Answer) 526949
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hede Hödö
Admin
Admin
Hede Hödö


Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 17/08/07

Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Geri: Allen Iverson (The Answer)   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimeÇarş. Ağus. 22, 2007 10:10 pm

Iverson takmadı şampiyonluk yüzüğü Allen Iverson (The Answer) 340145
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://abartmatozu.yetkin-forum.com
BrkByndr
Yeni Üye
Yeni Üye



Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 18/08/07

Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Geri: Allen Iverson (The Answer)   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimePerş. Ağus. 23, 2007 12:14 am

yaptıralım allen cıma bı yuzuk Allen Iverson (The Answer) 889618
zaten bu gıdısle kazanması zor Allen Iverson (The Answer) 53193
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mRc
Admin
Admin
mRc


Mesaj Sayısı : 125
Kayıt tarihi : 18/08/07

Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Geri: Allen Iverson (The Answer)   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimePerş. Ağus. 23, 2007 12:16 am

heheheheeeee Allen Iverson (The Answer) 892558 Allen Iverson (The Answer) 807850 Allen Iverson (The Answer) 807850 adamımsın brkcan
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
$okeLLa
Admin
Admin
$okeLLa


Mesaj Sayısı : 108
Kayıt tarihi : 17/08/07

Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Geri: Allen Iverson (The Answer)   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimePerş. Ağus. 23, 2007 3:50 pm

ya oyununa bakın adam o bola nele yapıo siz kendinze bakın bi hıh Allen Iverson (The Answer) 257247
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hede Hödö
Admin
Admin
Hede Hödö


Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 17/08/07

Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Geri: Allen Iverson (The Answer)   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimePerş. Ağus. 23, 2007 7:50 pm

Burakcan ne varmış gidişinde Allen Iverson (The Answer) 257247 Gayet güzel gidiyor Allen Iverson (The Answer) 211729 Allen Iverson (The Answer) 751344
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://abartmatozu.yetkin-forum.com
$okeLLa
Admin
Admin
$okeLLa


Mesaj Sayısı : 108
Kayıt tarihi : 17/08/07

Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Geri: Allen Iverson (The Answer)   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimePerş. Ağus. 23, 2007 11:34 pm

uhhaaa Allen Iverson (The Answer) 839875 eet brkcanımz adamın oyunu spr kıskanıolar hede işte napcaksın
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mRc
Admin
Admin
mRc


Mesaj Sayısı : 125
Kayıt tarihi : 18/08/07

Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Geri: Allen Iverson (The Answer)   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimeCuma Ağus. 24, 2007 12:07 am

ooooo ulumarituuuu başka bişi yok Allen Iverson (The Answer) 870264
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
$okeLLa
Admin
Admin
$okeLLa


Mesaj Sayısı : 108
Kayıt tarihi : 17/08/07

Allen Iverson (The Answer) Empty
MesajKonu: Geri: Allen Iverson (The Answer)   Allen Iverson (The Answer) Icon_minitimeSalı Ağus. 28, 2007 12:19 am

şu ulumaritu ne dmk onu örencem snden ama n zmn mrk ediorum nese allen cımızın resimlerinide koyalım buraya Allen Iverson (The Answer) 33326
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Allen Iverson (The Answer)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Abartma Tozu :: Spor :: Basketbol-
Buraya geçin: